VE
Musa cevap verip dedi: Fakat, işte, bana inanmıyacaklar, ve sözümü
dinlemiyecekler; çünkü: RAB sana görünmedi, diyecekler.
2.
Ve RAB ona dedi: Bu senin elindeki nedir? Ve dedi: Değnek.
3.
Ve dedi: Onu yere at. Ve onu yere attı, ve yılan oldu; ve Musa onun önünden
kaçtı.
4.
Ve RAB Musaya dedi: Elini uzat, ve onun kuyruğundan tut (ve elini uzatıp onu
tuttu, ve elinde değnek oldu);
5.
ta ki, ataların Allahı, İbrahimin Allahı, İshakın Allahı, ve Yakubun Allahı
RABBİN sana göründüğüne inansınlar.
6.
Ve yine RAB ona dedi: Şimdi elini koynuna koy. Ve elini koynuna koydu; ve onu
çıkardığı zaman, işte, eli kar gibi cüzamlı idi.
7.
Ve dedi: Elini yine koynuna koy. (Ve elini yine koynuna koydu; ve onu koynundan
çıkardığı zaman, işte, yine kendi teni gibi oldu).
8.
Ve vaki olacak ki, eğer sana inanmazlarsa, ve evelki alâmetin sözünü
dinlemezlerse, sonraki alâmetin sözüne inanacaklardır.
9.
Ve vaki olacak ki, bu iki alâmete de inanmazlarsa, ve senin sözünü
dinlemezlerse, ırmağın suyundan alıp karaya dökeceksin; ve ırmaktan aldığın su
karada kan olacaktır.
10.
Ve Musa RABBE dedi: Aman, ya RAB, ben ne dün ne evelki gün, ne de kuluna
söylediğin vakitten beri, söz adamı değilim; çünkü ben ağzı ağır, ve dili ağır
adamım.
11.
Ve RAB ona dedi: İnsan ağzını kim yaptı? insanı dilsiz yahut sağır, yahut
görür, yahut görmez yapan kimdir? ben RAB değil miyim?
12.
Ve şimdi git, ve ben senin ağzınla beraber olacağım, ve söyliyeceğin şeyi sana
öğreteceğim.
13.
Ve dedi: Aman, ya RAB, niyaz ederim, göndereceğin adamın elile gönder.
14.
Ve RAB Musaya karşı öfkelenip dedi: Senin kardeşin Levili Harun yok mu? bilirim
ki, o iyi söyler. Hem de, işte, o seni karşılamak için çıkıyor; ve seni gördüğü
zaman, yüreği sevinecektir.
15.
Ve kendisine söyliyeceksin, ve sözleri onun ağzına koyacaksın; ve ben senin
ağzınla ve onun ağzı ile beraber olacağım, ve yapacağınız şeyi size
öğreteceğim.
16.
Ve o senin için kavma söyliyecek; ve vaki olacak ki, o senin için ağız olacak,
ve sen onun için Allah gibi olacaksın.
17.
Ve alâmetleri onunla yapacağın bu değneği eline alacaksın.
18.
Ve Musa gitti, ve kaynatası Yetronun yanına dönüp ona dedi: Rica ederim,
gideyim, ve Mısırda olan kardeşlerimin yanına döneyim, ve onlar daha hayatta
mıdırlar göreyim. Ve Yetro Musaya: Selâmetle git, dedi.
19.
Ve Midyanda RAB Musaya dedi: Git, Mısıra dön; çünkü senin canını arıyan
adamların hepsi öldüler.
20.
Ve Musa karısını ve oğullarını aldı, ve onları eşeği üzerine bindirdi, ve Mısır
diyarına döndü; ve Musa Allahın değneğini elinde götürdü.
21.
Ve RAB Musaya dedi: Dönüp Mısıra gittiğin zaman, senin eline verdiğim bütün
hârikaları Firavunun önünde yapmağa dikkat et; fakat ben onun yüreğini
sertleştireceğim, ve kavmı salıvermiyecek.
22.
Ve Firavuna diyeceksin: RAB şöyle diyor: İsrail, oğlum, ilkimdir;
23.
ve sana dedim: Oğlumu salıver ki, bana ibadet etsin; ve onu göndermek
istemedin; işte, ben senin oğlunu, senin ilkini öldüreceğim.
24.
Ve yolda konakta vaki oldu ki, RAB ona rast geldi, ve onu öldürmek istedi.
25.
Ve Tsippora keskin bir taş alıp oğlunun gulfesini kesti, ve onun ayaklarının
dibine attı; ve dedi: Gerçekten sen bana kan güveyisin.
26.
Ve RAB onu bıraktı. O zaman kadın dedi: Sünnet sebebile kan güveyisin.
27.
Ve RAB Haruna dedi: Musayı karşılamak için çöle git. Ve gidip Allahın dağında
ona rast geldi, ve onu öptü.
28.
Ve Musa RABBİN kendisile gönderdiği bütün sözlerini, ve kendisine emretmiş
olduğu bütün alâmetleri Haruna bildirdi.
29.
Ve Musa ve Harun gidip İsrail oğullarının bütün ihtiyarlarını topladılar;
30.
ve Harun RABBİN Musaya söylemiş olduğu bütün sözleri söyledi, ve kavmın gözleri
önünde alâmetleri yaptı.
31.
Ve kavm inandı; ve RABBİN İsrail oğullarını ziyaret ettiğini, ve onların
sıkıntısını görmüş olduğunu işittikleri zaman, başlarını iğip secde kıldılar.