VE
RAB Musaya dedi: Firavunun yanına gir; çünkü ben onun yüreğini ve kullarının
yüreğini katılaştırdım; ta ki, benim bu alâmetlerimi onların arasında
göstereyim,
2.
sen de oğluna ve oğlunun oğluna Mısırda işlediğim şeyleri, ve onların arasında
yaptığım alâmetlerimi hikâye edesin; ve RAB ben olduğumu bilesiniz.
3.
Ve Musa ile Harun Firavunun yanına girip ona dediler: İbranîlerin Allahı RAB
şöyle diyor: Ne vakte kadar önümde alçalmak istemiyeceksin? Kavmımı salıver, ta
ki, bana ibadet etsinler.
4.
Yoksa, eğer kavmımı salıvermek istemezsen, işte, senin hududuna ben yarın
çekirgeler getireceğim;
5.
ve yeryüzünü örtecekler, ve yeri görmek mümkün olmıyacak; ve doludan size arta
kalmış olanı yiyecekler, ve sizin için kırda bitmiş olan bütün ağaçları
yiyecekler;
6.
ve senin evlerin, ve bütün kullarının evleri ve bütün Mısırlıların evleri
dolacaklar; senin babaların, ve babalarının babaları, yeryüzünde oldukları
günden bugüne kadar böylesini görmemişlerdir. Ve dönüp Firavunun yanından
çıktı.
7.
Ve Firavunun kulları kendisine dediler: Ne vakte kadar bu adam bize tuzak
olacak? adamları salıver de Allahları RABBE ibadet etsinler; Mısırın harap
olduğunu daha bilmiyor musun?
8.
Ve Musa ile Harun tekrar Firavunun yanına getirildiler; ve onlara dedi: Gidin,
Allahınız RABBE ibadet edin; fakat gidecek olanlar kimlerdir?
9.
Ve Musa dedi: Gençlerimiz ile ve kocamış olanlarımızla gideceğiz; oğullarımız
ve kızlarımızla, koyunlarımız ve sığırlarımızla gideceğiz; çünkü RAB bayramını
yapacağız.
10.
Ve onlara dedi: Eğer sizi ve çocuklarınızı salıverirsem, o zaman RAB
yardımcınız olsun! Bakın; çünkü niyetiniz kötüdür.
11.
Böyle olmaz; şimdi siz erkekler gidip RABBE ibadet edin; çünkü istediğiniz
budur. Ve onlar Firavunun yanından kovuldular.
12.
Ve RAB Musaya dedi: Çekirge için Mısır diyarı üzerine elini uzat, ta ki, Mısır
diyarı üzerine çıksınlar, ve memleketin bütün otunu, dolunun bıraktığı her şeyi
yesinler.
13.
Ve Musa değneğini Mısır diyarı üzerine uzattı, ve bütün o gün ve bütün gece RAB
memlekete şark yeli getirdi; ve sabah olunca şark yeli de çekirgeleri getirdi.
14.
Ve bütün Mısır diyarı üzerine çekirge çıktı, ve Mısırın bütün hududuna kondu;
gayet çok idiler; ondan evel böyle çekirge, bunun gibisi olmamıştı, ondan sonra
da böylesi olmıyacaktır.
15.
Ve bütün yeryüzünü örttüler, ve memleket karardı; ve yerin bütün otunu, ve
ağaçların doludan kalmış olan bütün meyvalarını yediler; ve bütün Mısır
diyarında kırın ağacında, ve otunda, hiç bir yeşillik kalmadı.
16.
Ve Firavun Musayı ve Harunu çağırmakta acele edip dedi: Allahınız RABBE karşı
ve size karşı suç ettim.
17.
Şimdi rica ederim, ancak bu kerelik suçumu bağışla, yalnız bu ölümü üzerimden
kaldırması için Allahınız RABBE yalvarın.
18.
Ve Firavunun yanından çıkıp RABBE yalvardı.
19.
Ve RAB çok kuvvetli garp yelini döndürdü, o çekirgeleri kaldırıp Kızıl Denize
sürdü; Mısırın bütün hududunda bir çekirge kalmadı.
20.
Fakat RAB Firavunun yüreğini katılaştırdı, ve İsrail oğullarını salıvermedi.
21.
Ve RAB Musaya dedi: Mısır diyarı üzerinde bir karanlık, el ile dokunulabilir
bir karanlık olsun diye elini göke doğru uzat.
22.
Ve Musa elini göke doğru uzattı; ve bütün Mısır diyarında üç gün koyu karanlık
oldu;
23.
birbirini görmediler, ve kimse üç gün yerinden kalkmadı; fakat meskenlerinde
bütün İsrail oğullarına aydınlık vardı.
24.
Ve Firavun Musayı çağırıp dedi: Gidin, RABBE ibadet edin; yalnız koyunlarınız
ve sığırlarınız kalsın; ev halkınız da sizinle beraber gitsin.
25.
Ve Musa dedi: Sen elimize kurbanlar ve yakılacak takdimeler de vermelisin, ta
ki, Allahımız RABBE kurban keselim.
26.
Ve hayvanlarımız bizimle beraber gidecekler; bir tırnak bile bırakılmıyacak;
çünkü Allahımız RABBE ibadet etmek için onlardan almalıyız; ve oraya varmadan
RABBE ne ile ibadet edeceğimizi bilmeyiz.
27.
Fakat RAB Firavunun yüreğini katılaştırdı, ve onları salıvermek istemedi.
28.
Ve Firavun ona dedi: Başımdan git, kendini sakın, bir daha yüzümü görme; çünkü
yüzümü gördüğün günde öleceksin.
29.
Ve Musa dedi: İyi söyledin; artık bir daha senin yüzünü görmiyeceğim.