VE
RAB Musaya söyledi: Git sen ve Mısır diyarından çıkarmış olduğun kavm,
İbrahime, İshaka ve Yakuba: Senin zürriyetine vereceğim diye and ettiğim diyara
buradan çık;
2.
ve senin önünden, süt ve bal akan diyara bir melek göndereceğim; Kenânlı, ve
Amorî, ve Hittî, ve Perizzî, ve Hivî, ve Yebusîleri kovacacağım;
3.
çünkü senin aranda olarak ben çıkmıyacağım; çünkü sen sert enseli bir kavmsın;
belki yolda seni telef ederim.
4.
Ve kavm bu fena haberi işitince, yas tuttular; ve kimse süsünü takınmadı.
5.
Ve RAB Musaya dedi: İsrail oğullarına de: Siz sert enseli bir kavmsınız; aranda
olarak bir dakika çıksam seni yok ederim; ve şimdi süslerini üzerinden kaldır
ki, sana ne yapacağımı bileyim.
6.
Ve Horeb dağından başlıyarak, İsrail oğulları süslerinden soyundular.
7.
Ve Musa çadırı alırdı, ve onu ordugâhtan dışarı, ordugâhtan uzak kurardı; ve
ona Toplanma çadırı derdi. Ve vaki oldu ki, RABBİ arıyan her adam, ordugâhtan
dışarı olan toplanma çadırına çıkardı.
8.
Ve vaki oldurdu ki, Musa Çadıra çıktığı zaman, bütün kavm kalkar, ve herkes
kendi çadırının kapısında dururdu, ve Musa Çadıra girinciye kadar arkasından
bakarlardı.
9.
Ve vaki oldu ki, Musa Çadıra girdiği zaman bulut direği iner, ve Çadırın
kapısında dururdu; ve RAB Musa ile söyleşirdi.
10.
Ve Çadırın kapısında duran bulut direğini bütün kavm görürdü; ve bütün kavm
kalkar, ve herkes kendi çadırının kapısında secde kılardı.
11.
Ve RAB Musa ile, bir adam arkadaşı ile söyleşir gibi, yüz yüze söyleşirdi. Ve
Musa ordugâha dönerdi; fakat hizmetçisi, genç adam, Nun oğlu Yeşu, Çadırın
içinden ayrılmazdı.
12.
Ve Musa RABBE dedi: İşte sen bana: Bu kavmı çıkar, diyorsun; ve benimle beraber
kimi göndereceğini bana bildirmedin. Fakat: Seni adınla tanıyorum, ve gözümde
lûtuf da buldun, dedin.
13.
Ve şimdi niyaz ederim, eğer gözünde lûtuf buldumsa, bana yollarını şimdi
bildir, ta ki, gözünde lûtuf bulayım diye seni bileyim; ve bu millet senin
kavmın olduğunu düşün.
14.
Ve dedi: Didarım seninle beraber gidecek, ve sana rahat vereceğim.
15.
Ve ona dedi: Eğer didarın benimle gitmiyecekse, bizi buradan çıkarma.
16.
Çünkü şimdi ne ile bilinecek ki, ben ve kavmın senin gözünde lûtuf bulduk?
senin bizimle gitmenle, böylece benim ve senin kavmının yeryüzünde olan bütün
kavmlardan ayrılmış olmamızla değil mi?
17.
Ve RAB Musaya dedi: Söylediğin bu şeyi de yapacağım; çünkü gözümde lûtuf
buldun, ve seni adınla tanıyorum.
18.
Ve dedi: Niyaz ederim, kendi izzetini bana göster.
19.
Ve dedi: Ben bütün iyiliğimi senin önünden geçireceğim, ve RABBİN ismini senin
önünde ilân edeceğim; ve lûtfedeceğim adama lûtfedeceğim, ve acıyacağım adama
acıyacağım.
20.
Ve dedi: Yüzümü göremezsin; çünkü insan beni görüp de yaşıyamaz.
21.
Ve RAB dedi: İşte, yanımda bir yer var, ve kaya üzerinde duracaksın;
22.
ve vaki olacak ki, izzetim geçtiği zaman seni kayanın bir kovuğuna koyacağım,
ve ben geçinciye kadar elimle seni örteceğim;
23.
ve elimi kaldıracağım, ve arkamı göreceksin; fakat yüzüm görülmiyecek.